Habil ile kabilin hikayesini neredeyse bilmeyen yoktur. Dünya üzerinde var olmuş ve var olmaya devam eden dinlerin, inanışların göbeğinde, Habil ile Kabilin başlattığı kardeş kavgası geliyor.
Habil ile kabilin hikayesinin pek çok farklı versiyonunu, farklı özellikler ile duymuş olabilirsiniz. Ufak ayrıntıları değişse de bu hikayenin anlatımı genellikle aynı odak noktalara dayanmaktadır. Bu hikayenin temelinde Kabil’in kibir ve kıskançlığıyla “kötü adam”, Habil’i de boyun eğişiyle “iyi adam” olarak tanıyoruz. Yine de bu hikayenin gerçek yüzüne bir bakalım.
İçindekiler
Habil İle Kabilin Hikayesi Neleri Anlatıyor
Habil ile Kabil’in kardeş kavgasını konu alan hikayesi yaratılmış ilk insan olan Adem ve Havva’nın Kabil ve Habil adında 2 oğlu olmasıyla başlıyor. Bu noktadan sonra ise 2 farklı hikaye anlatılıyor. Bu iki hikayenin en çok güvenilir olanı ise tanrıya kurban vermeleriyle başlayan o meşhur hikaye.
Hangimizin Hediyesi Daha Gerçekçi?
Habil, kaliteli ve besili sürüsüyle bilinirken Kabil daha çok toplayıcılığı ile biliniyor. Habil ve Kabil, tanrıya hediye vermeye karar verirler. Habil, sürüsündeki en değerli yavruları, en değerli ve yağlı hayvanları tanrıya hediye ederken Kabil, ağaçlardan topladığı, Habilin hediyesi yanında neredeyse adı bile anılamayacak kadar basit ve özensiz bazı meyve ve sebzeleri hediye eder. Tanrıya hediyelerini sunduklarında Habil’in sunduğu hediyeleri bir alev topu yok ederken Kabil’in ortaya koyduğu hediyeler öylece kalır. Bu da Habil’in hediyeleri kabul edilirken Kabil’in hediyelerinin kabul edilmediği sonucu ortaya çıkar.
Bu duruma fazlasıyla sinirlenen Kabil, kibrine yenik düşerek kardeşini öldürür. Kabil’in Habil’i öldürüş şekliyle ilgili 2 farklı senaryo bilinmektedir. Bir tanesi, Habil ile kavga ederken Kabil’in galip geldiği diğeri ise Habil’in kavga sırasında galip geldiği halde Kabil’in canını bağışladığı fakat Kabil’in Habil’i arkadan vurarak öldürdüğü yönündedir.
O Kız Benim Olacak Baba!
Habil ile Kabilin hikayesinin bir diğer versiyonu ise kız meselesinden ortaya çıkıyor. Havva ile Adem’in soyunun devamı için dünya üzerindeki tek insanlar olan Adem ve Havva’nın çocuklarının birbirleriyle evlenmesi gerekir. Tanrı, Adem’e, çocukların kimlerle evleneceklerini söyler. Habil de Kabil de birer kız kardeşleri ile birlikte ayrı ayrı ikiz olarak doğarlar. Buna göre, ikiz doğan kardeşler birbiriyle evlenemezler, bunun yerine ikiz olmayan diğer kardeşleriyle evlenmek zorundalar.
Habil’in evlenmesi gereken kız olan Kabil’in ikiz kardeşi, kardeşler arasındaki en güzelidir. Kabil de babasına ikiz kardeşiyle evlenmek istediğini söyleyerek baskı yapar. Adem, buna müsaade etmeyerek Kabil’i uyardı. Kabil, Habil’in ölmesiyle birlikte o kızla evlenmesine izin verileceğini düşünerek kardeşi Habil’i öldürdü.
Hikayenin devamın Kabil kardeşini öldürdükten sonra ne yapacağını bilemez. Kardeşi kanlar içinde yerde yatarken o yanı başına oturur. Bu sırada karşılarına bir karga yanaşır ve ölü bir kargayı toprağa gömer. Kabil de bir kargadan bile daha aciz olduğunu anlar ve kardeşini toprağa gömer.
Adem, kardeşini öldürüp ailesinin yanına dönen Kabil’i kovar. Bu kovuluş, yalnızca ailesi tarafından gerçekleşmemiştir. Kabil hem ailesi tarafından, hem de tanrı tarafından kovulmuş ve başıboş bir şekilde dünyada tek başına yaşamaya bırakılmıştır.
Kabil, Neden Habil’i Öldürdü?
Kabil’in kardeşi Habil’i öldürmesi bir hikayeden ibaret gibi dursa da insanlığın şu anki yaşayış biçimiyle bile çok yakın bir psikolojik durumun, Dünya’da yaşamaya başladığımız ilk günlerde bile var olduğunu görebiliyoruz.
Kabil, kardeşi Habil’i kurbanı, tanrı tarafından kabul edilmediği için öldürdüğünü görüyoruz. Bu da bize Kabil’in kardeşini kıskandığını, öfkesini masum bir bireyden çıkardığını gösteriyor. Burada işlenen kıskançlık, insanlığın dünyada yaptığı her şeyden sorumlu olan kibrinin bir sonucu olan kıskançlık gördüğünüz gibi. İnsan ilk defa elmayı yiyerek kibrine kapıldı ve cennetten kovuldu. İnsan 2. Kez kibrine yenik düştü, kardeşini öldürdü ve yaşam boyu yalnızlığa mahkum edildi.
Kabil’e Ne Oldu?
Kabil, bu olaydan sonra Tanrı tarafından yalnızlıkla lanetlendi. Bir rivayete göre Kabil, kıyamet gününe kadar yaşamaya devam edecektir. Tanrının vücuduna kazığı bir iz nedeniyle Kabil, ölümsüzlükle lanetlenmiştir.
İlk bakışta Kabil, ölümsüzlüğü kazanmış gibi gözükse de ölümsüzlüğün sanıldığı kadar iyi bir kazanım olduğunu söylemek yanlış olur. Sonsuza dek yaşamak demek, dünyadaki tüm kötülüklere, kargaşalara, acılara tanıklık etmek, bizzat yaşamak. Yeni insanlar sevip onları kaybetmek, kaybetme korkusunu en derinden yaşamak demektir.
Hikayenin Gerçek Olduğunun Kanıtları
Asıl meseleye gelirsek, Kabil ile Habil’in bu hikayesinin gerçekliği, zaman içinde daha da zor inanılan efsanelere bölündü. Hikayenin gerçekliği konusunda şüpheye düşenlerin sayısı giderek artarken bu hikayenin gerçek olma ihtimali nedir ona bakalım.
Kuran Da Dahil Olmak Üzere Kutsal Kitaplarda Yer Alıyor
Kutsal kitaplarda yer alan olaylar(nuh tufanı gibi) zamanında gerçekten yaşanmış, bunun üzerinden dersler verilebilecek kadar önemli olaylardan oluşuyor. Habil ile kabilin olayından da sıkça bahseden kutsal kitaplar, insanlığın en saf hali, yaratılışımızın 1. Nesli dolmadan böyle bir olayın olması, bizlere kötülüğün, kibrin, insanlığın içinde olduğu düşüncesini çıkarıyor. Kutsal kitaplarda adı geçmesi dahi çoğu insan için yeterli olsa da zaman zaman kutsal kitaplar arasında farklılık da olabiliyor. Bu noktada Kabil ile Habil’in hikayesi kendini kanıtlayacak cinsten benzerliklere ev sahipliği yapıyor.
Hristiyanlık, Müslümanlık Da Dahil Tüm Dinlerin Ortak Noktası
Kuran, İncil gibi kutsal kitaplar, zaman zaman gerçek olaylar üzerinde çatışabiliyor. Kabil ile Habil’in bu hikayesi konusunda kutsal kitaplar neredeyse aynı olayı, farklı noktalarıyla ele aldıklarını görüyoruz. Bu da dini açıdan kesin gözüyle bakmamıza yeterli oluyor. Yine de bunu yeterli görmeyenler olacaktır. Bu nedenle olaya daha farklı bir noktadan bakalım
Hikaye Büyük Çoğunlukta Doğruluk Sağlıyor
Hikayeye baktığımızda Kabil’in Habil’i ilahi bir güç ile değil, tamamen kendi duygularından etkilenerek öldürdüğünü görüyoruz. Kabil’in kardeşini öldürürken sebep gösterdiği şeyler de esasında efsanevi bir olaydan çok, yaşanmış bir hikayeyi andırıyor.
Gerçeklik Payı Yüksek Bir Hikaye
Günümüze kadar anlatılan hikayelere baktığımızda, eli mızraklı tanrıdan tutun uçan atlara kadar pek çok efsaneye rastlayabiliyoruz. Bu hikayelere efsane denilmesinin sebebi ise, bu hikayelerin açık bir şekilde uydurma hikayeler olmasıdır. Kabil ile Habil’in hikayesine baktığımızda ise oldukça gerçekçi bir anlatım bizi karşılıyor. Bugün bile kendini tekrarlayan kibir ve kıskançlık sonucu işlenen bir kötülük konu alınıyor. Bu da bize hikayenin gerçek olması konusunda inandırıcı bir rol oluşturuyor.